Gazap Üzümleri Kitap Yorumu

Tom Joad hapisten yeni çıkmış  Oklahoma bir çiftçi ailenin büyük oğludur. Cinayet sebebiyle 17 yıl  hapise mahkum edilmiş dört sene sonra da şartlı serbest bırakılmıştır. Tom Joad evinin yolunu tutmuş evinin yakınlarında bir adam görmüştür.Onun kim olduğunu sorduğunda kasabanın vaizi Casy olduğunu söylemişir.Casy Tomu tanımış ve  ailesi hakkında sorular sormuş merakını az da olsa gidermiştir. Tom Casy’e nereye gideceğini sorduğunda Casy ona “İnancımı kaybettiğimden beri nereye gittiğim belli değil” demiştir. Casy artık kasabanın vaizi değildir. Tom Casy’e onunla gelebileceğini söyler ve ikisi Joadların evine doğru yola koyulurlar. Eve geldiklerinde evde kimse yoktur çok telaşlanır Tom ailesinin başına bir şey gelebileceğinden korkar. Annesinin eski ayakkabısını bulur. Evde garip bir şekilde eşyada yoktur .Merak için de evi aramaya başlar. Birden bir ses duyar .Bir kibrit yakıp evde kimse olup olmadığını tekrar kontrol etmeye başlar. Birden evde birinin olduğunu görür.

Bu Mullydir Mullye ailesinin nereye gittiğini sorar. O da John amcasının çiftçiliğine gittiklerini söyler. Tom olanları anlamamaktadır .Neden gittiklerini evlerini neden bıraktıklarını sorar. Mully ise ona tüm kasabalının başına gelenleri bir bir anlatır. Artık traktörler olduğu için 10 işçinin yaptığını 1 traktör yaptığı için toprağın sahibinin kasabalılara para ödemediklerini ve tarlalarını evlerini boşaltmaları gerektiğini anlatır. Tom çok şaşkındır.

Kendi toprağından bir insanı nasıl attıklarını  sorar.

Mully ona kendisinin topraklarını terk etmeyeceğini ancak toprağın sahibinin  “ Shawnee Tarım ve Hayvancılık “ a ait olduğunu bunun bir şirket olduğunu bu şekilde insanlarında topraklarda kiracı şeklinde artık çalışamayacağını  kiracı sistemin bittiğini söyler. Tom peki insanların nereye gideceğini sorar. Mullly ise Kaliforniya da çok iş olduğunu 800 meyve toplayıcısı arandığı ilanını gördüklerini herkesin California ya  meyve toplayıcısı olarak gittiklerini Joadlarında yarın gideceğini öğrenir. Bu haberi aldıktan sonra Tom hemen ailesinin yanına gitmek ister Mullyninde onunla gelmesi gelmesini söyler ancak Mully kasabayı terketmeye niyeti yoktur. Ne olursa olsun kalacaktır ve herkes geri döndüğünde o burda olacaktır .Mully ile vedalaşıp John amcanın evinin yolunu tutarlar. Onu gören ev halkı çok sevinmiştir.

Tomun hapishaneden kaçıp kaçmadığını sorarlar. Tom ise şartlı serbestlikle çıktığını olanlara çok üzüldüğünü söyler. Tom’un gelmesine en çok Ana sevinir. Tomsuz Kaliforniya gideceği için çok üzgündür ama artık üzüntüsü geçmiştir .Kaliforniya’ya gitmek için eşyalarını satmak zorunda kalmıştır Joadlar .Elde ettikleri parayla eski bir kamyon alıp tüm aile onunla gidecektir. Hızlı davranmaları gerekmektedir. Kaliforniya toprakları verimlidir ve meyve bahçesinde çalıştırılmak üzere binlerce işçi alınacağına dair ilanlar dağıtılmaktadır. Büyükbaba ise Kaliforniya da o kadar fazla üzüm olduğunu salkım salkım  üzüm yiyeceğini hatta üzüm banyosu yapacağını söyleyip durur.

Joad’lar, kalabalık oldukları için hep birlikte çalışırlarsa kısa sürede California’da yerleşik hayatı geçeceklerine inanmaktadır. Aile Jim Casyi’ de yanlarına alarak ve on üç kişi, kırık dökük, bir kamyonla yola çıkar.  Tam gidecekleri sırada Büyükbaba gitmek istemez. Fakat aile, yaşlı adamı  uyku ilacı verip zorla kamyona bindirip Batıya doğru yola çıkar.

Kamyon, eyalet sınırına doğru yol almaktadır.

Tom, sınırı geçtiği zaman tahliye edilmesinin şartını çiğnemiş olacağını bilmektedir.  Fakat ailenin kendisine ihtiyacı olduğunu da bildiğinden riski göze almaktadır.  Ana ise ailesinin dağılmadığını hepsinin bir arada olduğunu düşünür yaşadıklarının acısını az da olsa hafifletmektedir bu düşünce. Bir süre sonra büyükbaba fenalaşır ve ölür. Devlet onlardan ölen birini gömmek için para istemektedir. Ancak gömme işlemini normal yoldan yapmak için paraları olmadığından, Joad’lar büyükbabayı yol kenarında kazdıkları bir çukura gömer.İçine bir not bırakırlar kim olduğunu öldürülmediğini paraları olmadığı için bu şekilde gömdüklerini yazan kağıdı koyup büyükbabayı gömerler. Dini ayini Casy  istemese de yapar.Casy şöyle der “Ölmüş ,yaşlı bir adam için dua etmek istemem ,çünkü onun bir derdi yok.Dua edeceksem ,yaşayan ve nereye gideceğini bilemeyenler için ederim ” der ve onu gömerler. Büyükanne çok üzgündür.Gitti de inançları azalıyor dur ama yola devam etmek zorundadırlar.

 Benzin istasyonlarında ve hamburgercilerdeki herkes, insan dolu bu kamyonu hayretle süzmekte,  bazı yerlerde onlara acıyan garson kızlar, onlara ucuz ekmek ve, kurabiye vermektedir. Fakat Batıya doğru devam ettikçe, halk, onları kuşku ve düşmanca karşılamaya başlar.  Bir kamp yerinde  diğer insanlar gibi dinlenirler. Orada bir çok insan Kaliforniya ya gittiğini söyler.Bir adam ise Kaliforniyaya gittiğini orada  el ilanlarının halkı yanılttığını, bir işyerinin 800 işçiye ihtiyacı varsa 5000 kişinin müracaat ettiğini, karınları aç olan işçilerin az para ile çalışacaklarına emin olan patronların ücretleri olabildiğince azalttığını anlatır.Kendisinin geri döndüğünü hata yaptığını anlatır.Diğerleri ona inanmaz yalan söylediğini düşünür. Ama Tom adamın söylediğini doğru bulmuştur. Yine de gitmekten başka çarelerinin olmadığını düşünür ve yola koyulurlar. Artık yol daha zor ilerliyor ve umutları da iyice azalıyor. California çölüne ulaşırlar.

Orada, Okie kelimesini ilk kez işitirler.

Bu,  sözcük Oklahoma göçebe işçilerine hakaret olarak kullanılan ve fazlalık, gereksiz varlık anlamına gelen bir kelimedir. Çölün öteki ucunda California vadisi önlerine açılır. Hepsi hayret, heyecan içindedir. Fakat, geceleyin çölü geçerlerken büyükanne ölmüştür. Anne Joad bu haberi gecikmelerinden korktuğu için ailesine bildirmemiş, bütün gece ölü kadının yanında yatmış, onu  da büyükbaba gibi gömmüşlerdir .Ana ise hala ailesini düşünüyor burada bir umut arıyordu. Aile her şeye rağmen artık California’ya ulaşmıştır. Diğer kasabadan gelenlerin kaldıkları kampa giderler bir de ne görsünler. Herkes aç ,hastalık ve pislik için de yaşıyor lar ilk olarak anladıkları şey Kaliforniya’nın çok güzel meyve bahçelerinin olmadığı bir yer olmasıydı. En azından bu kamp onu söylüyordu. Tom’un kardeşi Rosasharon ise hamiledir ve kocası şarkıcı olacağım bahanesiyle kampı terkeder. Ana ise Rosashero’nu teselli eder geleceğini söyler.

Yeni hayatları başlamıştır artık .Kampa bir gün bir adam gelir işçi aradığı söyler. Aralarından birisi ise “On işçiye ihtiyacı olan bir işveren, yirmi işçiye ihtiyacım var diye ilan vererek, bölgedeki emek gücünde talep fazlası oluşturup işgücü ücretini düşürmekte“ olduğunu söyler .Birden işveren yanında şerife adamı gösterir ve şerif adama ateş etmeye başlar adam kaçmıştır ama silahtaki mermi bir kadına isabet etimiştir. Bu sıra da şerif ateş etmeye devam etmektedir. O sırada Tom Joad onun elindeki silahı alır ve tekmeleyerek Şerif’i bayıltır. Serbest bırakılma şartını ihlal eden Tom’un yeniden hapsedilmesini önlemek için Casy bütün suçu yüklenir ve polise teslim olur .Bir gün sonra ise bu olaylardan sonra kampın yakılacağı haberleri gelir.

Joadlar hızla kamyonlarına binerler ve oradan kaçarlar. 

Kaliforniya’da umduklarını bulamadıkları gibi, beklediklerinden çok daha kötüsünü bulmuşlardır. Joadlar diğer göçenler gibi şeftali fidanlığında bir iş bulmuşlardır . Adam her üç kova sağlam, lekelenmemiş şeftali için beş sent ödeyecektir. Bütün aile güneş batana kadar çalışır, fakat sadece bir dolar kazanırlar. İşin kötüsü çevredeki lokantaların fiyatları öylesine yüksektir ki bir dolarla doğru dürüst bir yemek bile yiyemeyeceklerini görürler.Bir de çiftliğin dışında Tom Joad birkaç ses duyar gece olunca gizlice oraya gider .Çadırların birinde Tom Casy’i görür. Casy lider olmuştur. Ve bir grev düzenlemektedir. İnsanları ucuz iş gücüne çalıştırdıkları ve ücreti her geçen gün azalttıklarını anlatır Tom’a Tom ise anlamadığını ama karnının doyduğunu söyler. Casy ise başta anlamadığını başına gelince herşeyi anladığını söyler. Casy artık çok kararlı ve mutludur. Kaybettiği inancını bulmuştur. Birden bir ses işitirler. İki kişi Casy’nin üzerine atlar. Bir tanesi elindeki kazma sapını Casy’nin kafasına indirir. Casy ölmüştür.

Tom, adamın elindeki sopayı alır ve kafasına vurur. Adamda ölmüştür .Diğeri ise Tom’un yüzüne vurduğu için bir iz bırakmıştır .Olay yerinden kaçan Tom Joad, kimseye görünmeden Joad ailesinin kaldığı çaldığı çadıra girer. Olup bitenleri aile bireylerine anlatır ve ayrılması gerektiğinde ısrar eder.  Ana kalması için Tom’a yalvarırlar. Tom Joad sonunda kalmaya razı olur.Çiftlikte ise çoktan adamın öldüğü yüzü yaralı birini ararlar. Gizlice Tomu yorganı saklayıp bir gecede ordan kaçarlar. Weedpatch denen bir hükümet kampına gelmişlerdir. Burada işler biraz daha iyi gider. Şeriflerden korunan göçebe işçiler burada kooperatif kurmuşlar ve çocukları okuma-yazma öğrenmiştir. Bir işveren Tom’a iş verir. Cumartesi gecesi danslı bir eğlence yapılacaktır. Eğlence sırasında kabadayıların zorluk çıkarmaması için kendisini uyarır; kampta kalanlar da, herhangi bir olay sırasında nasıl hareket edeceklerini planlamışlardır.

Silahlı şerifler isyan işaretinin verilmeden kampa girmeye yetkili değildir.

Eğlencede serseriler olay çıkarır onların ancak İsyan işareti verilmez. Tom ve arkadaşları olay çıkarmak isteyenleri kaldırıp kaldırıp kampı çevreleyen çitin öte yanına fırlatırlar ve eğlence olaysız devam eder.Şerifler hala kentte bu olayı yapanı bulmaya çalışırıalr.Bir gece kampa gelip Joadların plakasını yazıp giderler artık herşey bitmiştir Tom ise artık ailesini bırakıp kaçacaktır.Ailesine daha fazla zarar veremez. Casye bunu yapanlarla dövüşecek her başı sıkışana yetecek ,doğruyu arayacak ,boyun eğmeyecek Casy onu doğru yola götürmüş gözlerini açmıştır. Ana ise çok üzgündür .Ailesinin parçalanmasını istemesede birbir insanlar gitmektedir.Kendi adetlerinde sarılma ve öpüşme olmamasına rağmen oğlu Tommysine kocaman sarılır ve veda eder. Sağanak halinde yağan mevsim yağmuru bu işe son verir. İşçiler arasında hastalık baş gösterir. Onur ve gururun yerini hırsızlık ve dilencilik alır.

Yerli Californialılar göçebe işçilere eskisinden de çok düşmanlık beslerler; polisin Okie’leri dövmesini ve eyaletten sürmesini isterler. Baskı altındaki bu göçebe işçilerin hissettikleri gazap onları bir arada tutar. Rosesharon vagonda çocuğunu doğurur. Bebek ölü doğmuştur. Taşan sular vagona doğru yükselirken Baba ve Anne Joad ,Rose Sharon’u kuru bir samanlığa götürürler. Orada yaşlı bir çiftçinin açlıktan ölmek üzere olduğunu görürler. Bu adamın yanına yatan Rosesharon süt dolu göğüslerini hastaya uzatarak ona meme vermeye çalışır. Onu ölümden kurtarır.

Karakterler

Tom Joad

Kendinden emin ,iradeli bir kadındır. Başına gelenleri yüce bir sakinlikle anlayışla karşılar .Ailesini bir arada tutmak ister .Ailenin direğidir.   Yaşamdan beklediği, karınlarını doyuracak kadar aş, başlarını sokacak kadar bir ev ve çalışacak kadar toprak

Rosesharon

Evin genç ve yeni evli kızıdır. Kendisi hamile olduğu için bütün düşünceleri ve davranışları taşıdığı bebeğe yöneliktir.

Connie

Rose of Sharon’un kocası evin damadı. Connie ise sanatçı olmak istemektedir.  Bu yolculuğa çıkarken bu kadar zor olacağını düşünmez  .

Casy

Eski Vaiz .İyi birisidir. Öz ailesi olmamasına rağmen işlemediği bir suçu üzerine almıştır .Kaybettiği inancını insanlık için tekrar bulmuştur.

Tom Joad : Adam öldürmekten hapse girmiş,   sonra  ailesinin yanına dönmüştür. Cesur yürekli, korkusuzdur. O da bu düzeni onaylamaz.Yoksulluk için bir şeyler yapılması gerektiğini savunur.

Benim Yorumum

Kitap gerçekten sizi okurken içine çekiyor .İnsanların sahip oldukları büyük hayatlarını geçirdikleri toprakları insanların elinden alıyorlar.Gerekçeleri ise makineleşme peki karşılığında ne veriyorlar .Bir umut insanları küçücük bir şeyi bile çok gören bir sistem .İnsanları iş bahanesiyle evinden yurdundan edip daha kötü duruma sürüklüyorlar.Kimisi ailesini kaybediyor yolculuk boyunca yolculuğun getirdiklerini çok  güzel yansıttı.Daha iyi olacak gözüken her şey iyi değildir. Mecbur kalmanın çok zor olduğunu anlattı bu kitap.Karakterler sanki gerçek gibi yansıtıldı.Ana karakteri çok güçlüydü .Vaiz Kitabın en iyi verilmek istenen mesajlarını veriyordu.Toplumda bir sınıf olması kötü bir şey.İnsanlar kendi yurtlarında en mutlular.Özgürlük çok önemli bir şey olduğunu anlıyoruz.

Kitabı okumanızı ve düşünmenizi çok isterim herkesin bir çok şey çıkaracağı bir kitaptı.Kitap aynı zamanda bir göç kitabıdır.John Steinbeck’in diğer kitaplarını da incelemenizi tavsiye ederim. Kitabın basımından 2 yıl sonra filmi de çekilmiştir. Film 1940 yılında çekilmiş biraz eski bir filmdir ancak filmin iki Oscar yedi ödülü var.Film Fordun en iyi filmi .İlk izlendiğinde Ford ve Steinbeck hakkında soruşturma başlatılmıştır. ABD nin Film Enstitüsü “TÜM ZAMANLARIN EN Yİ FİLMLERİ “ arasında 23. Sırasında yer alır. Film oyuncularının bazılarının resimlerine aşağıdan ulaşabilirsiniz.Daha kolay gözünüzde canlandırmak için .Görüşmek üzere.

Beğendiğim Sözler:

Nerede birileri özgür olmak için mücadele ediyorsa, onların gözüne bak anne, beni göreceksin.”

 “Erkekler acımasızdı, çünkü geçmişleri mahvolmuştu ama kadınlar, geçmişlerinin, gelecek günlerde kendilerini nasıl geri çağıracağını biliyorlardı.”

“Evet, umut insanı ayakta tutar, umut güzel şeydir, ama umutlarımızın kontrolsüz bir şekilde büyümesine izin verirsek, gerçekleşmediği zaman yaşadığımız hayal kırıklığı da o denli büyük olur.”

“Hükümetin ölüye duyduğu ilgi, diri insana duyduğundan fazla nedense.”

-Eski evine son bir defa bakmayacak mısın Ana?

-Kalinorniyaya gidiyoruz değil mi?Öyleyse Kaliforniyaya gidelim.

-Sen böyle demezsin.Eskiden böyle değildin.

-Daha önce hiç evimden atılmadım.Daha önce hiç ailem yollarda sürünmedi.Daha önce hiçbir şeyimi kaybetmek zorunda kalmadım.

Dua edeceksem ,yaşayan ve nereye gideceğini bilemeyenler için ederim.

İyi toprak olmasa, kötü toprak olsa da bizim burası. Bu yüzden bizim. Burada doğduk, çalıştık, öldük diye. Sahipliği yaratan budur, üzerinde sayılar yazılı bir kağıt parçası değil.

“Hayatlarımız bizden ayrılınca nasıl yaşayabiliriz?
Geçmişimiz olmadan kendimizi
nasıl tanıyacağız?”

“O zaman ben
görünmeden her yerde bulunacağım. Her
yerde olacağım… Nereye baksan beni göreceksin.
Açlar nerede ekmek için kavga ederse,
ben de orada olacağım. Casy de bunları
bilirdi. İnsanlar, kızdıkları zaman nasıl
bağırırlarsa, ben de öyle çağıracağım ve., aç
çocuklar, yemeğin hazır olduğunu işittikleri
zaman, nasıl gülerlerse ben de öyle güleceğim;
ve bizimkiler pişirdikleri şeyleri
yerlerken, kurdukları evlerde yaşarlarken.,
ben de orada olacağım. Anlıyor musun?”

John steınbeck
Henry Fonda
(Tom Joad)
Jane Darwel (Ana)
John Carradıne(Vaiz Casy)
Dorris Bowdon (Rosasharen)

John Steinbeck

Önceki yazı için:https://margheritaviola.com/2020/10/22/a-game-of-thrones-cizgi-roman-1/

1 Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir