Titanlar soyunu yenip Olympos’taki tahtına kurulan Zeus, öbür tanrılara onur payları olarak yetki alanları dağıtmıştır. Tanrılar insanları bildiği gibi yöneteceklerdir ama bir kişi unutulmuştur: Prometheus…
Prometheus, “önceden gören” anlamına gelmektedir. Titanlar soyundan olduğu için; Titanlara son veren Zeus’a düşmandır. Atalarının öcünü almak için elinden geleni yapmak için kendine sözvermiştir. Her şeyi önceden gören, zekası ile Zeus’u aldatan Prometheus, belki bir gün Olympos tanrılarının egemenliklerinin bitip insanların egemen olacağına inanmaktadır. Eğer o olmasaydı her şey daha farklı olabilirdi…
Zeus iktidara akıl gücü ile gelmiştir ama Prometheus kendini ondan daha da güçlü görmektedir. Zeus kendini ikide bir aldatıp insanlar önünde küçük düşüren Prometheus dan şüphelenmeye başlar.
Ateş
Zeus Prometheus‘un insanlardan yana olduğunu fark edince, bir gözdağı vermek için ateşi insanlardan almıştır. Prometheus, Zeus’u bir kere daha aldatıp ateşi çalıp, insanlara götürmüştür. Küplere binen Zeus, Olympos tanrılarının işbirliği ile Pandora’yı yaratmaya karar verir. Pandora’ya insan sesi, insan gücü ve çekicilik özelliklerini vermiştir.
Pandora (“tanrıların armağanı”) adını alan kızı, Prometheus‘un kardeşi Epimetheus’a eş olarak dünyaya yollar. Epimetheus zeki değildir. Prometheus her şeyi nasıl önceden görüyorsa , bu zavallı da ancak iş işten geçtikten sonra görebiliyordur. “Sakın Zeus’tan armağan alma!” diyen kardeşinin uyarısına karşın, Epimetheus bu tuzağa kanmıştır. Pandora’yı kendine eş edinmiştir.
Pandora gelirken çeyiz sandığı olarak bir de sandık getirmiştir. Asıl tuzak işte o sandıktır. Olympos tanrıları, bu sandığın içine neler koymamışlardı ki! Yalanlar, iftiralar, hastalıklar, dertler, kaygılar… Pandora’nın bunlardan haberi yoktur. Sandığı açmıştır ve bütün o kötü şeyler dünyaya salınmıştır.
Zeus bu şekilde insanlardan öç almış oldu ama Prometheus‘u da cezasız bırakmayacaktır. Açıkça tanrılar düzenine başkaldırmış olan Prometheus‘u dağ başında bir kayaya zincirle bağlar. Ona işkencelerin en korkuncunu uygular. Her gün bir kartal gelip Prometheus‘un karaciğerini yiyordur. Ama O, Zeus’un bu işkencelerine yüreklilikle katlanmıştır.
Bu olay, kaba güce karşı özgür düşüncenin bir savaşı olarak görülmektedir. Prometheus, haklı olduğunu bilenlerin sorumluluk duygusu ile sonuna kadar karşı koymuştur. “Ne yaptımsa bilerek yaptım” demiştir.
Direniş
Bu bilinç ona büyük bir katlanma gücü vermiştir. Hiç boyun eğmemiştir, işkencelere sonuna kadar dayanmıştır ve pişmanlık duymamıştır. Elinde sonunda adaletin, kaba güçten değil özgür düşünceden yana olacağını bilmektedir. Prometheus hep bu yüce direniş içinde ölmüştür.
Daha sonra büyük tragedya yazarı Aiskhylos, onun anısına, “Zincire Vurulmuş Prometheus” adlı tragedyayı yazdı. Prometheus‘un bu direnişi, insanlığın boş inançlara ilk baş kaldırışının bir simgesi sayıldı…
-Haldun Taner, Çocuklar İçin Mitoloji
Prometheus, bir hırsız
tanrıları soymuş,
ateşi çalmış
yanar gazı,
sen misin Prometheus!
kafkas dağlarında bir
kayaya çakılmış,
karaciğerine de iki kartal,
vur, allah vur!..
Can Yücel, Esatiri Şiirler III
Bir önceki yazımız için tıklayınız.
13 Haziran 1998 yılında doğdum.
Bartın Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde okuyorum. Buraya sevdiğim bir kaç söz bırakıyorum.
Yine tekrar ediyorum: Kafalarımızı birleştirelim, bu şekilde kainatla daha güzel alay edeceğiz…
Çünkü dünya… alay etmekten başka bir şeye yaramaz, ciddi bir gözle bakılamayacak kadar sefildir.
Çakıcı’nın İlk Kurşunu, Sabahattin Ali
” Vicdan azabı denilen şey ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. “
Değirmen, Sabahattin Ali
[…] Bir Önceki Yazımız […]