Orhan Kemal 1964 yılında roman olarak yayımlar. Türk edebiyatı için önemli bir karakterdir Murtaza. Ayrıca üzerine yapılmış pek çok felsefi ve sosyolojik analizler mevcuttur. Hikaye 1941-47 yıllarında geçer. Kitap 360 sayfadır.
Kitabın başkahramanı olan Murtaza bir muhacirdir. Balkanlar’dan Türkiye’ye göç eden Murtaza, başvurmamış haksız yere tarla, ev sahibi olmayı reddetmiş. Çünkü kendisi orada da fakirdir ve burada toprak istememiştir.Bir çok muhacir akrabası,arkadaşı ona alması gerektiğini söyler ama onları dinlemez.Murtaza için Balkan Harbinde şehit olmuş dayısı Kolağası Hasan Bey çok önemlidir.Kendisi de onun gibi olmak için çok uğraşır.Damarlarında onun kanını taşıdığını söyler,davranışlarının çoğu bu yüzdendir.Kısaca kendini vazife adamı olarak tanımlar.
Devlet tarafından Çukurova’ya sevk edilmişlerdir. Kendince evinin bahçesi ile meşgul iken işler yolunda gitmeyince İstanbul’a gelir. Bekçiliğe başlayan Murtaza kısa sürede herkese kendinden söz ettirir disiplinli ve kuralcı kişiliğiyle mahallelinin bazıları ondan rahatsız olurlar ve Murtazayı şikayet ederler.Komiser ise Murtaza’nın davranışlarının absürtlüğünden onu bir fabrikanın bekçiliğini yapması için görevlendirir. Murtaza için görev görevdir.Kuralcı ,katı disiplin burada da devam eder.Kendince fabrikayı düzene sokacağına inanır. Onun için önce görev gelir para vs. hiçbir şey önemli değildir. Murtaza’nın 6 kızı 2 oğlu vardır.Büyük oğlunun dayısı gibi subay olmasını istemiş ancak oğlu Hasan sanat okuluna girmiştir.Bu durumdan hiç memnun olmayan Murtaza onunla asla ilgilenmez.Bütün umudu küçük oğlu Hasan’da dayısı gibi subay olup düşmanla savaşacağını söyler durur.Kızlarını çok sevmez 2 kızı bekçi olduğu fabrikada çalışır.Bunların adı Firdevs ve Cemiledir.Büyük kızına İzmir’den zengin birinden evlenme teklifi gelir.Murtaza buna sevinir.Ününün şanının duyulduğunu sanar. Kızını evlendirir .Karısı ise Murtaza’nın çok çalıştığını ancak az para kazandığını düşünür.İkisi arasında sürekli kavga çıkar.Kadın çocuklarına bakamadığından dert yanar Murtaza ise üniforma ve vazifenin paradan daha üstün olduğunu söyler.Trajikomik bir tablo ortaya çıkar. Murtaza fabrikadaki gece bekçiliği işini de bir hayli abartmıştır. Ona göre fabrikanın disiplini tamamen bozulmuştur. Buradaki işini de haddinden fazla önemser. Bu huyu yüzünden herkesle kötü olmaya da başlar. Çünkü görevi dahilinde olmadığı halde iş başında konuşan iki kişi görse derhal müdahale etmekte, hemen gidip kızmaktadır. Sana ne dediklerinde ise: “Ben gördüm kurs, aldım çok sıkı terbiye, hem da disiplin amirlerimden” diye başlıyordu. Uyuyakalan işçileri bağırarak kaldırıyor ve işini iyi yapmayan herkesi Müdürüne şikayet ediyordu.
Bu fabrikada Murtaza’yı seven tek bir kişi kalmamıştı. İşten kaytaran, işlerini aksatan herkes ondan nefret ediyordu.
devam edelim…
Görevi her şeyden üstün tutan Murtaza’nın başına bir gün fabrikada gece nöbetinde kimseye göz açtırmamaya niyetlidir.Fabrikada olan Murtaza’nın sevmediği birisi Murtaza’ya herkese göz açtırmadığını ,kendinin kine gözünü kapadığı söyler.Murtaza sinirlenir.Bunun ne demek olduğunu sorar.kızlarının işinin başında uyuduğunu öğrenir ve çıldırır. Koşarak gider , Firdevs ve Cemile uyuyordur.Ne olduğunu bile anlamadan uyanıp babasını gören Cemile korkar ve kaçar.Firdevs ise hala uyuyordur.Murtaza Firdevs’in saçından tutar ve kafasını yere çarpar.Bölgedeki işçiler Murtaza’nın elinden Firdevs’i zor alırlar.Firdevs kendinde değildir. Murtaza ise çok sinirlidir.Görevini çocuğundan bile üstün tutan Murtaza kızıyla ilgilenmez bile.Firdevs eve gittiğinde annesine olanları anlatır .Annesi kimseye söylemesi gerektiğini babasının başının belaya gireceğini söyler. Firdevs’in durmak bilmeyen baş ağrısı şiddetlenmiş artık yatağa düşmüştür.Doktora gidecek paraları yoktur.Murtaza gidip fabrikadan avans alır.Avans derken sadece fabrika kooperatifinde geçerli olan bir tür fiş bunu fabrikanın memurları aracılığıyla paraya dönüştürmesi gerekir.Memurlar elindeki fişin nakit paraya dönüştürülmesinin yasaklandığını söylerler.Fabrikadan çıkan paranın yine fabrikaya dönmesi için böyle bir yol bulmuşlardır.Bu fişlerin nakit paraya dönüştürülmemesi kuralı da sadece işçiler için geçerlidir.Memurlar istedikleri gibi fişlerini nakit paraya dönüştürebilirler.Murtaza eksikte olsa fişi nakit paraya çevirmiş. Firdevs’i doktora götürmüştür.Doktor ağır bir hastalık geçirdiğini iyi bakılması ,iyi beslenmesi gerektiğini söyler. Firdevs’i eve getirir ve akşam yine fabrikaya gider çalışma saatleri artmış fabrika müdüründen gazı aldıkça da daha fazla çalışır daha az uyur olmuştur.Gecenin ilerleyen saatlerinde aşırı yorgunluktan fabrikanın bir köşesinde uyuya kalır.Bunu gören herkes onunla alay eder ve onu müdüre şikayet ederler.Müdürün onun atmasını isterler.Müdür ise görevini iyi yapan,işçiye göz açtırmayan Murtaza’ya yorulduğu için izin ve para verip evine yollar. Sabaha karşı elleri kolları yiyecekle dolu eve gelen Murtaza beklenmedik bir manzarayla karşılaşır.Firdevs ölmüştür.Herkes başında ağlıyordur. Murtaza’nın dünyası başına yıkılmıştır. Firdevs’i defin ederler.Murtaza eski Murtaza değildir.Çok partili dönem olan Demokrat Partinin yönetime geçmek istemesi tek partili hayatı bitireceği dönemi İşleyen fabrikanın bir çok işçisi Demokrat Partiyi destekler .Murtaza ise çok partili yönetimi eleştirir.Fabrikanın müdürü Kamuran da Demokrat Partiye üye olunca işçiler Murtazayı fabrikada istemezler. İstifa sloganları yükselir.Kamuran ise işin başka bir şey siyasetin başka bir şey olduğunu hem Demokrat Partinin başa geleceğinin kesin olmadığını düşünür.Murtazayı kovmayı düşünmez hatta şöyle der.”Bir Murtaza her zaman gereklidir.Bir Murtaza gelir bir Murtaza gider.”Murtaza patronun ne derse onu yapan görevini her şeyden üstün tutan zenginleri öven fakirlerin çalışması gerektiğini düşünen biridir.Fabrika müdür memnundur.Ancak işçiler artık çok sinirlenmişlerdir. Murtaza’nın üstüne giderler.İstifa etmesi için hatta aralarında büyük oğlunun da bulunduğu bir grup Murtazayı sıkıştırır.Oğlu babasından utandığını ,onun kötü biri olduğunu söyler.Onun için artık fabrikanın bir önemi kalmamıştır.Üniformasının ayakkabılarının üzüntü içerisinde eve gider.Bir de ne öğrensin küçük oğlu Hasan’ı polisler götürmüş.Mahkemeye çıkacaktır. Koşarak mahkemeye gider. Küçük Hasan acıktığı için ekmek çalmıştır.Hakim bey çocuk olduğunu acıktığı için mi çaldığını babasına sorar. Hakime görevini yapıp içeri atması gerektiğini ,benim çocuğumun acıksa dahi böyle bir şey yapmaması gerektiğini bunun yanlış olduğunu söyler.Çünkü onun için önemli olan budur.” Sakınmayacak sın gözünü budaktan. Demeyeceksin yavrum, ciğerparem. Neden? Çünkü kutsaldır vazife herhangi bir evlattan!”
Orhan Kemalin okuduğum ilk kitabıydı.Kitabı çok akıcı buldum okurken sıkılmıyorsunuz .Kitapta karakterlerin bozuk Türkçesi ve şiveli konuşmaları mevcut buda kafamızda karakterin canlanması için güzel olmuş.Murtaza çok saf bir karakter.İnsanları makineleştirmek istemesi disiplin ,kuralcı otoriteye yakın işçiyi eziyor olmasını çok cahilce buldum.Kendi çocuklarına dahi acımayan okulda olmaları gereken saatte fabrikada işçi olmaları çocuk işçiliğini ,işçinin emeğinin sömürülmesi,az maaş almaları,maaşlarını para karşılığı almamalarını yazar çok güzel işlemiş.İşçiyle ilgili sonlar hep kötü bitiyor ,fabrika müdürünün kötü bir adam olduğu halde gayet rahat ve hiçbir şey olmadan yaşaması çok can sıkıcı.Kitapta ilgimi çeken bir şey de ona yerli Don Kişot demeleriydi.Keşke bazı durumlarda esnek davranıp daha iyi bir baba olur ve daha iyi bir yaşam elde ederdi.Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.Kitaptan esinlenerek yapılmış iki adet film bulunuyor.Filmlerden önce kitabı kesinlikle okuyun.Aynı zamanda kitap adın da bir çok tiyatro oyunu da mevcut.
Romanının ikinci film uyarlaması ise 1986 tarihlidir. Yönetmenliğini, Ali Özgentürk ; bu filmdeki Murtaza Karakterini ise Müjdat Gezen üstlenmiştir. Bu film, İran, Almanya ve Fransız televizyonlarında gösterilmiş; İtalya Venedik Film Festivalinin yarışmalı bölümüne seçilen ilk Türk filmi olma şöhretini de kazanmıştır. Film 1986 yılındaki Strasbourg festival’inde ikincilik ödülü almıştır.
Birkaç alıntı:
“Yukarda Allah, Ankara’da devlet, hükümet, burada da ben!”
Orhan Kemal-Murtaza
“Yok idi memlekette onlar gibi hanlarım,hamamlarım. Var idi fırtınaların çatısını uçurdu bir ahşap bırakacağım. İstemem haram zadeler gibi hanlar, hamamlar, konaklar…”
Orhan Kemal-Murtaza
“Yok rüşvetin büyüğü küçüğü hem da.Rüşvet rüşvettir ve hiçbir devlet memuru etmemelidir tenezzül rüşvete.”
Orhan Kemal-Murtaza
“Yaşşarım niçin? Ölmek içiin!”
Orhan Kemal-Murtaza
“Doğruydu. Yanlış olan, paraya önem verenlerin,paraya değil,şerefe şana önem vermemeleriydi. İşte Murtaza’yı çileden çıkaran nokta buradaydı! Bütün vatandaşlar paraya değil, şerefe, şana, namusa tapmalıydılar. O zaman para değerini yitirir…”
Orhan Kemal-Murtaza
“Herifteki gönül gönül değil, Erciyes Dağı.”
Orhan Kemal-Murtaza
Daha önceki yazımız — Scarlet Kitap Yorumu
13 Haziran 1998 yılında doğdum.
Bartın Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde okuyorum. Buraya sevdiğim bir kaç söz bırakıyorum.
Yine tekrar ediyorum: Kafalarımızı birleştirelim, bu şekilde kainatla daha güzel alay edeceğiz…
Çünkü dünya… alay etmekten başka bir şeye yaramaz, ciddi bir gözle bakılamayacak kadar sefildir.
Çakıcı’nın İlk Kurşunu, Sabahattin Ali
” Vicdan azabı denilen şey ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. “
Değirmen, Sabahattin Ali
[…] Bir önceki yazımız https://margheritaviola.com/2020/07/18/murtaza/ […]